İnternetin Edebiyata Etkisi ve Çağrı Taner Örneği

Ülkemizde kitap basılma oranı neredeyse kitap okuma oranını geçmek üzere

Bunda kitap çıkartmanın çok kolay olmasının etkisi büyük. Peki bu kitaplar okunuyor mu? Cevap, okunuyor. Ama yeterli seviyede değil. Nicelik artarken niteliğin azalması edebiyat açısından olumsuz etkiler bırakıyor.

İnternetin yaygınlaşmasıyla insanların yazdıklarını paylaşma ve geniş kitlelere ulaştırma şansları arttı

Hatta sırf bunun için web siteleri ve uygulamalar var. Eskiden geniş kitlelere ulaşabilmek için yazdıklarınızın dergi veya gazeteler tarafından kabul görmesi gerekirken artık her şeyi sağlanan internet ortamlarıyla kendi başınıza halledebiliyorsunuz.

Bu ortamlar kendi fenomenlerini çıkartıyor. Ki, bizim asıl konumuz da internet fenomenleri ve edebiyata etkileri.

Fenomenlerin geniş kitlelere hitap ediyor olması sinema yapımcılarının yanında yayınevlerinin de ilgisini çekiyor. Bu kitleden para kazanmak garanti olarak görülüyor. Ancak, sinemada uğranan hüsranlar edebiyat dünyasında da kendini gösterebiliyor.

Milyonlarca takipçisi olan bir fenomenin çektiği filmin gişede batması nasıl mümkünse kitap konusunda da durum aynı. İnternet ve sosyal medyayla doğan "tekno-edebiyat" dünyası tüketicisi çok olmasına rağmen acımasız olabiliyor.

Kitap yazmak birçok fenomene çekici geliyor

Bu yüzden fenomenler, yayınevlerinden gelen tekliflere genellikle olumlu bakıyor. Bazen bu durum kitap çıkartan fenomenler için sıkıcı durumlar doğurabiliyor. Bir fenomenin başına gelebilecek en kötü şeylerden biri ait olduğu sosyal medyada alay konusu olmak Birçoğunun başına bunun geldiğine de hepimiz şahit olduk.

Demek ki olay sadece paylaşımlarda veya kitlenin çokluğunda değil. Eğer tekno-edebiyat dünyasına girdiyseniz geleneksel edebiyatın kurallarına uyacaksınız. Yani, yazdıklarınız kaliteli olacak. Bilgisayar veya akıllı telefonun ekranından bir şeyler paylaşmak ile kitap sayfalarından paylaşmak aynı şey değil.

Bunu başaramayanlar çoğunlukta olsa da tekno-edebiyata başarılı bir şekilde girenler de var

Çağrı Taner bu isimlerden biri. 22 ağustos 1996 doğumlu olan Çağrı Taner, Türkiye'de en çok takipçiye sahip 3. kişi. Ayrıca Erkeklerin İç Sesi ve Hüzünlü Bir Ponçik adlarında iki kitabı var. Özellikle “Hüzünlü Ponçik” kitabı aylarca kitap listelerinde ilk sırada yer alarak 120 bin adet sattı.

Ayrıca, kendisi Almanya ve Hollanda başta olmak üzere gurbetçilerimiz tarafından da beğeniliyor ve kitapları oralarda da çok satıyor. Kendisini takip etmeyenler bile kitaplarını beğeniyor ki amaçlanması gereken zaten bu.

Fenomenler sosyal medyadaki kişiliklerini edebiyata aktarmaya çalışıyor

Yapılabilecek en büyük hatalardan birisi bu. İnternet dünyası her ne kadar edebiyat üzerinde etkili olsa da bu iki dünya arasındaki fark çok büyük. Sosyal medyadaki kişiliğinizin edebiyat dünyası içerisinde kabul görmesi çok da mümkün değil.

Kişiliğinizi elbette değiştiremezsiniz, ancak üzerine edebi bir kimlik eklemeniz mümkün. Bunu yapabilen kişilere gerçek manada "yazar" diyebiliyoruz. Aksi halde zaten edebiyat dünyasında tutunmak imkansız. İnternet de edebiyat da unutulup gitmiş fenomenlerle dolu.